I amsterdam

Amsterdam uçak biletinizi satın aldıysanız Amsterdam'da neler yapılır, Amsterdam'da gezilecek yerler nerelerdir? araştırmasına koyulmanın vakti geldi demektir. Sakın Amsterdam küçük bir şehir, iki günde her yerini gezersin diyenlere aldanmayın. Çünkü bu şehri hakkını vererek tam olarak gezmek istiyorum derseniz bu, günlerinizi hatta birkaç haftanızı alabilir. Bu yüzden planlarınızı iyi yapmanızı ve Amsterdam uçak biletinizi en az 4 ya da 5 gün sonra dönecek şekilde almanızı hatta bütçe ve zaman anlamında imkanınız varsa 1 haftalık bir seyahat planı yapmanızı öneririz. Yukarıdaki fotoğrafı koymamızın ise başka bir anlamı var. Amsterdam, bisiklet dostu bir şehir ve size verilen tavsiyelerdeki gibi 70-80-90 euro gibi ücretler ödeyerek Amsterdam Card almak yerine bisiklet kiralayarak gezmek çok daha zevkli ve mantıklı olabilir. Hatta çift olarak gidiyorsanız iki kişinin binebileceği bisikletlerden önünde sepet olan 3 tekerlekli bisikletlere kadar birçok seçenek mevcut. Bir ek bilgi daha vermek gerekirse Amsterdam'daki kanalların altında Amsterdam şehrinde şu an bulunandan çok daha fazla bisiklet olduğu söyleniyor. Gelelim Amsterdam'da nereler gezilir sorusunun cevabına...

Amsterdam Uçak Bileti
Amsterdam Gezi Rehberi
Amsterdam Çevresi
Amsterdam Parkları
Amsterdam Müzeleri
Amsterdam İçin Yararlı Öneriler
Amsterdam Kahve Dükkanları
Hollanda'da İş Kurmak
Amsterdam'da Instagram'lık En Güzel Yerler

Centraal Station/Amsterdam Centraal

Amsterdam'a eğer uçakla Schipol Havalimanı üzerinden ulaştıysanız ve şehre trenle geliyorsanız, ayak bastığınızda ilk göreceğiniz yer ve tabela Centraal Station'dır. Klasik bir Amsterdam seyahati Centraal Station'da başlar ve biter. Burası Amsterdam'da gezilecek bir yer olmaktan daha çok yerinizi ve yönünüzü belirleyebileceğiniz, kaybolursanız eşiniz ya da arkadaşlarınızla tekrar buluşma noktası olarak belirleyebileceğiniz, Amsterdam Merkezi'nde bulunuyorsanız kime sorarsanız sorun size tarif edebileceği, yaklaşık olarak Amsterdam'ın her noktasından 10 dakika civarında (Genelde daha kısa) bir yürüyüşle varabileceğiniz tarihi tren istasyonudur. Buranın hemen önünden geçen tramvayları görüp binmek isteyebilirsiniz fakat tavsiyemiz bunu yapmadan önce kalacağınız yeri haritada bulmanız zira belki de 200-300 metre uzağınızda olabilir. İstasyonun çıkışında hemen karşıda ise barakaya benzer bazı yapılar göreceksiniz. Bunlar ise Amsterdam'da katılmak isteyebileceğiniz bazı aktiviteler ile müze giriş biletlerini satan yerlerdir. Bunlardan en meşhuru ise şüphesiz I amsterdam'dır. I amsterdam'dan ne gibi etkinlik ve giriş biletleri satın alabileceğinizi ise : 

https://www.iamsterdam.com/ adresinden inceleyebilirsiniz.

Kanal Gezisi

Klasik bir Amsterdam seyahati, şehirdeki teknelerden biriyle kanal gezintisine çıkmadan tamamlanmış sayılmaz. Genç-yaşlı, kadın-erkek 7'den 70'e Amsterdam'a gelen herkesin mutlaka katılması gereken kanal gezintileri, Amsterdam'da yapılacaklar listenizin 1. sırasında olmalıdır. Kanal Gezisi, Amsterdam'ın tarihi su yollarında gezintiye çıkmanın en esnek ve ekonomik şeklidir. Biletinizi online olarak da satın alabilir ve biletinizi akıllı telefonunuzda kaydedebilirsiniz. Kanal gezisine çıkan tüm teknelerde tuvalet ve kalorifer vardır ve bu tekneler her türlü hava koşuluna uygundur. Üstelik teknelerde Türkçe dahil sesli rehberler bulunmaktadır, böylece gezi esnasında geçtiğiniz yerlerin neresi olduğunu ve tarihini öğrenebilirsiniz. Kanal gezileri en az bir saat sürer ve her 30 dakikada bir Centraal Station'un karşısından hareket eder.

Dam Square (Dam Meydanı)

Dam Meydanı'nın tarihi 13.YY'a kadar gidiyor. O dönem, şehri su basmasını önlemek amacıyla Amstel Nehri kenarına bir baraj inşa edilirken burası da yapıldı. 1960'larda ise meydan, Dam Meydanı hippileriyle ünlüydü. Bugün ise Amsterdam'ın başlıca turistik yerlerinden birisidir ve hem meydan hem de meydana çıkan ara sokaklar tarih ve eğlence doludur. Mesela meydanda fotoğraf çekebileceğiniz çeşitli sokak sanatçıları vardır. Bunlara küçük miktarlarda bahşiş atarak hatıra fotoğraflar çekebilirsiniz. 

Ama şüphesiz, Dam Meydanı'ndaki bütün turistik ikonlar arasında, Kraliyet Sarayı (Koninklijk Sarayı) tam anlamıyla meydanın zirvesidir. 17.yüzyıldan kalma bu büyük bina artık Hollanda Kraliyet ailesine ev sahipliği yapmıyor olsa da, hala resmi resepsiyonlar için kullanılıyor.

İster İnan İster İnanma İnteraktif Müzesi

Robert Ripley Chicaco 1933'te ilk merak müzesini açtığı günden beri, Ripley'in tuhaf ve çoğu zaman inanılmaz etkinlikleri ve sergileri tüm dünyada ünlü bir fenomen haline geldi. Dünyanın dört bir tarafındaki müzelerin asıl olarak tek bir amacı var: Size, bilimden folklora hayatın en tuhaf ve en özel yönlerini göstermek. Şimdi bu interaktif müze, Dam Meydanı'nda kapılarını ziyaretçilere açmış durumda ve her yaş grubuna uygun. Müze Dam Meydanı'nın hemen çaprazında bulunuyor.

Madame Tussauds

Dünyaca ünlü sanatçı, sporcu ve siyasetçi gibi ünlülerin balmumundan gerçeğine birebir benzeyen heykellerini görüp, fotoğraf çekebileceğiniz Madame Tussauds Müzesi, Amsterdam'da hoş vakit geçirebileceğiniz yerlerden. İçeride Hollanda'lı DJ Tiesto'dan ünlü futbolcu Messi'ye, Bob Marley'den Jennifer Lopez'ê kadar birçok ünlünün balmumu heykellerini görebilir bazılarına dokunabilir ve fotoğraf çekilebilirsiniz. Müzeye en ucuz giriş biletlerini online olarak aşağıdaki adresten satın alabilirsiniz: 

https://www.madametussauds.com/amsterdam/en/ 

Begijnhof

Begijnhof, Amsterdam’da fotoğraf turuna çıkmayı düşünenlerin, pas geçmedikleri adreslerin başında. Begijnhof'un tarihi 14.yüzyıla dek geriye gitmesine rağmen, gotik cephelerinin çoğu 17. ve 18. yüzyıllarda değiştirildi. Begijnhof 34 adresindeki ahşap ev ise (Houten Huys) Amsterdam'ın en eski evidir. Begijnhof şapelinde ayrıca Amsterdam Mucizesi'nin hikayesini anlatan bir dizi panel de bulunmaktadır.

Begijnhof, hayatın hızlı yaşandığı Amsterdam'ın hareketli merkezinde oradan kaçılacak sakin bir yerdir. İngiliz Reform Kilisesi (Engelsekerk), kalabalık Kalverstraat ve Spui ile çevrili avlunun merkezinde yer almaktadır. 

Müzeler

Amsterdam'da başta Rijksmuseum (Rijks Müzesi) ve Van Gogh Müzesi olmak üzere birçok ücretli ve ücretsiz müze bulunmaktadır. Bu müzeleri burada kısa kısa anlatarak geçmek yerine Amsterdam Müzeleri sayfamızda biraz daha detaylı anlatmak istedik. Eğer Amsterdam seyahatinizde müzeler sizin için özel bir yer tutuyorsa siz de Amsterdam Müzeleri Sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Leidseplein

Leidseplein, Amsterdam'ın merkezi kanal halkasının güney ucunda, neredeyse popüler Vondelpark'a bakan işlek bir meydandır. Leidseplein'in kelime anlamı ise, bu meydanın tarihinin çoğu boyunca Leiden kasabasına giden ana yol olan Leidsestraat'ın sonunda yer alması sebebiyle kabaca ''Leiden Meydanı'' olarak dilimize çevrilebilir. Bugün Leidseplein, burada kesişen birkaç tramvay hattının yanı sıra renkli gece hayatı ve alışveriş merkezi ile şehirde bir cazibe merkezi olarak hizmet vermektedir. Burada çok sayıda ilginç manzara ve eğlenceli mekanlar var. 

Yaz aylarında, Leidseplein'in diğer tarafı, meydandaki kafe ve pub'ların, masa ve sandalyeleri meydana doğru ilerler ve buranın bir kısmını kaplar. Böylece burada turistler ve yerel halk, bazen kısa molalar verirken veya yakındaki Museumplein'e giderken meydandaki bu yerlerde birşeyler içerek soluklanır. Aşağıdaki tarihi fotoğrafta ise Leidseplein Meydanı'nın 1963 yılındaki hali görülüyor.

Vondelpark

Müzeleri,şehri ve şehrin tarihi yerlerini gezip gördükten sonra biraz soluklanmak ve yeşille buluşmak isterseniz, Vondelpark bunun tek adresi diyebiliriz. Burası Amsterdam’ın en büyük parkı ve isterseniz parkı bisiklet kiralayarak da baştan sona gezebilirsiniz. Acıkır ya da susarsanız park içinde büfeler ve marketler mevcut. Vondelpark’a gitmek için 1 veya 2 numaralı tramvaylardan birine binerek Leidseplein'de inmeniz gerekiyor. Sonrasını kime sorsanız size parkı gösterecektir.

Park deyince aklınıza küçük bir semt parkı gelmesin. Aslında burası Amsterdam'lıların soluk aldıkları, haftasonları ya da iş çıkışında ailecek geldikleri bir yaşam alanı. Siz de bir tam gününüzü olmasa da en azından yarım gününüzü buraya ayırmalısınız.

Anne Frank House (Anne Frank Müzesi)

Anne Frank Evi Müzesi'ni Amsterdam'daki diğer tüm müzelerden ayrı tutarak ayrı bir yer açmak, bu sebeple de Amsterdam Müzeleri Sayfası yerine burada bahsetmek istedik. Bugün, Amsterdam'ın en popüler ve önemli müzelerinden biri Anne Frank Evi'dir. Türkiye'nin en kapsamlı Amsterdam Gezi Rehberi'ni hazırlarken burayı kısaca anlatıp geçmemek için bu yazımızı Amsterdam Gezi Rehberi'nin son maddesi olarak ekledik çünkü biraz uzun bir yazı olacak. Sizlere Anne Frank'ın dünyaca ünlü günlüğünü yazdığı bu mekanı anlatmadan önce biraz Anne Frank'ın kim olduğundan ve buranın neden Amsterdam'ın en popüler ve önemli müzelerinden biri oluşunun hüzünlü ve anlamlı hikayesini anlatmak istiyoruz.

Anne Frank'ın Hikayesi-Anne Frank kimdir?

1929'da Almanya'nın Frankfurt kentinde doğan Anne Frank, ailesi ile birlikte 1933'te Amsterdam'a taşındı. İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ile birlikte bir yıl içinde, Hollanda, Nazi işgali altına girdi. Savaş hızla şiddetini artırırken yıllar da hızla ilerledi ve Temmuz 1942'de Frank ailesi, Yahudi'lere karşı iyiden iyiye artırılan şiddet ve baskıdan korunmak amacıyla Anne Frank'ın babası Otto Frank'in çalıştığı bina olan Prinsengracht 263'te gizli odalarda saklanmaya başladı.

Fakat müthiş bir ihanete uğrayan aile, bir ihbar sonucunda gizlenmeye başladıktan 2 yıl sonra buradaki gizli ek binada Almanlar tarafından bulundu. Eylül 1944'te Anne ve kız kardeşi Margot, Auschwitz-Birkenau'ya götürüldü ve birkaç hafta sonra Bergen-Belsen toplama kampına yerleştirildiler. Mart 1945'te burada tifüsten öldüler.

Anne Frank Günlüğü

Baba Otto Frank savaştan sağ olarak kurtuldu ve Amsterdam'a geri döndü. 2 yıl boyunca gizlendikleri yerde kızı, Anne Frank'ın yazdığı meşhur Anne Frank Günlükleri baba Otto Frank'ın çabaları ile 1947'de ilk kez Flemenkçe olarak Het Achterhuis adıyla yayınlandı ve büyük ses getirdi. 1950'de günlükler, Fransızca ve Almanca'ya çevrilmişti, 1952'de ise ''Genç Kızın Günlüğü'' adıyla ilk kez İngilizce olarak çevrilip basıldı.

1957'de, yıkılması planlanan Prinsengracht binasını kurtarmak ve Anne Frank'ın hikayesinin ve dünyaya mesajının korunacağı bir yer kurmak için Anne Frank Stichting Vakfı (Otto Frank'ın yakın katılımıyla) kuruldu.

Anne Frank Evi-Sığınak Müze Oluyor

Anne Frank Evi, müze olarak ilk kez 3 Mayıs 1960'ta açıldı ve meşhur günlüklerin yazıldıkları yeri bizzat görüp o hüzünlü günleri deneyimlemek isteyen ziyaretçilerin sayısı giderek arttı, öyle ki 1999-2001 yılları arasında, bitişik binaya doğru ilk büyük genişlemeyi gerçekleştirdi. Son yıllarda ise ziyaretçi sayısı yıllık olarak 1,25 milyonu aştı ve müzenin dışında uzun kuyruklar görülür oldu. Bu da büyük bir değişikliği yanında getirdi : 

Anne Frank Evi'ne girişin artık yalnızca önceden online olarak satın alınmış bir bilet ve bu bilette yazılan zaman dilimi ile mümkün hale getirildi. Müze girişinde bilet almak ise artık mümkün değil. 

Anne Frank Evi'ne yapılacak bir ziyaret dokunaklı, düşündürücü ve bazıları için duygusal bir deneyim olabilir. Her ziyaretçiye özel kulaklık verilerek ve bilgilendirmeler bu kulaklıktan yapılarak müzedeki sessiz atmosfer korunuyor. 

Anne Frank Evi Biletleri Nasıl Alınır ?

Biletler yalnızca Anne Frank Evi web sitesinden çevrimiçi olarak satın alınabilir. Bunu yapmanın ise 2 yolu vardır : Ya biletinizi haftalar öncesinden satın almak veya her gün saat 09: 00'da şansınızı denemek. Biletinizi ;

https://www.annefrank.org/en/museum/tickets/  adresinden kolayca satın alabilirsiniz.

Bitti mi ? HAYIR. Amsterdam'a yolculuk mu planlıyorsun? Amsterdam'a en ucuz uçak bileti seçeneklerini  Amsterdam uçak bileti sayfamızda bulabilirsiniz. İzmir, İstanbul, Ankara, Konya, Kayseri ve Antalya'dan en  iyi fiyatlara ucuzucuyorum.com web sitesi ya da mobil uygulaması üzerinden ulaşabilirsiniz.