Her Tercihe Göre Türkiye

Seyahat planlarımız bir süre daha yurtiçi kısa kaçamaklar olarak devam edeceğe benziyor. Pandemi sebebi ile yurtdışı hayali kuranlar 2020'den beri bu hayalleri ertelemek zorunda kaldılar. İster tarihi ve kültürel, ister macerasever ya da deniz-kum-güneş arayanlar olsun herkes aynı durumda olsa da aslında ülkemiz bunların hepsini içinde barındıran mükemmel bir ülke. Tarih meraklılarına medeniyetin beşiği, macera arayanlara çeşitli fırsatlar sunan, deniz-kum-güneşçilere dünyanın en mükemmel koy ve sahillerini, şehir kaçamağı isteyenlere ise belki bugüne kadar adını bile duymadıkları Avrupai seçenekleri, yani herkese istediğini veren mükemmel bir gezi ülkesinde yaşıyoruz. Şimdi bahsettiğimiz yerleri az da olsa tanıtalım. 

 

Çatalhöyük

İtalya'daki Collesium, Peru'daki Machu Pichu ya da Kamboçya'da Angkor Wat hepsi birbirinden güzel birer dünya kültür mirası. Elbette pandemi sonrası tekrar eski cazibelerini kazanacaklar ama Türkiye'de öyle yerler var ki onlardan aşağı kalır değiller. Efes, Bergama, Aspendos gibi popüler turistik olanları bir kenara bırakacak olursak son yıllarda öne çıkan iki yer daha var. Bunlardan birisi keşfedilmesi ile dünya tarihini yeniden yazdıran Göbeklitepe. Burası da bir bakıma popülarite kazanmış durumda fakat öyle bir yer daha var ki neredeyse hiç bilinmiyor. Oysa dünyaca ünlü aktör Morgan Freeman'ın gelip belgeselini çektiği bir yer. Konya'daki Çatalhöyük Neolotik Kenti.

2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nin en önemli varlıklarından biri olan Çatalhöyük ; Konya ilinde bulunan neolotik çağdan kalma tarihi eser ve arkeolojik kazı alanlarından bir tanesidir. Arkeoloji ve antropolajiye ilgi duyan herkesin seyahat listesinde mutlaka bulunan Çatalhöyük; Türkiye'yi ve Anadolu’yu dünyaya tanıtmak için gurur kaynağı bir tarihi eserdir. Biz de sizler için Çatalhöyük'un bilinmeyenlerini aynı başlıkta topladık:

1958 yılında James Mellaart, David French ve arkadaşlarının keşfetmesiyle ortaya çıkan Çatalhöyük’ün ismi; Höyüğün farklı uzunlukta iki tepe düzlüğüne sahip olması ve buranın çatal gibi gözükmesinden dolayıdır. Çatalhöyük sadece yatay değil dikey olarak da uzanan yaşam alanlarına sahiptir. Sayısı 18'i bulan yaşam katmanlarında heykeller, duvar resimleri ve neolotik çağ evleri bulunmaktadır. Aynı zamanda dönemin dini inançlarıyla ilgili de bilgi  sahibi olmamızı sağlayan Çatalhöyük’te, doğum yaptığı görülen iri göğüslü kilolu kadın heykelleri ve ana tanrıça heykelleri çok dikkat çekicidir. Bunların dışında o döneme ait kesici delici aletler hayvan heykelin boncuklar kolyeler topraktan yapılan ev eşyaları, duvar resimleri ise adeta topraktan fışkırıp günümüze o dönemin insanlarının yaşantılarını anlatmaktadır. Bu eserlerin çoğunluğu Konya Arkeoloji Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Sergilenmektedir

Tüm medeniyet tarihine ışık tutan Çatalhöyük’teki sanatsal ve mimari eserlerin geçmişi 9500 yıl öncesine kadar uzanır. Tarım devrimi ile buna bağlı olarak medeniyetin başlangıcını anlamak isteyenler için Çatalhoyük harika bir araştırma bölgesidir. Çatlahöyük Neolitik Kenti'ni farklı kılan şeylerden birisi de son derece ilginç olan mimarisidir. Ölen insanların evlerinin üstünün toprakla kapatılıp üstüne yeni bir ev inşa edilmesiyle höyüklerin 18 kat ve 21 metreye kadar indiği ya da tam tersi deyimle çıktığı biliniyor. Çatalhöyük neolotikçağın en kalabalık yerleşim merkezi olarak da biliniyor. Yapılan araştırmalar Çatalhöyük'ün nüfusunun 8 bin kişi civarında olduğunu gösteriyor.

Ölülerin, evlerin altına gömüldüğü Çatalhöyük’te bazı ölüler yanlarına hediyeler bırakılarak toprağa verilirdi. Evlerdeki duvarlarda resim panolarının bulunması ise kent sakinlerinin burada yaşayan insanların hayatında sanatın değerli bir yeri olduğunun kanıtıdır.  Çatalhöyük evlerinin en önemli özellikleri ise buradaki evlere çatılarından girilmesi ve evlerde vahşi hayvanlara ait boynuz, kemik gibi eşyaların bulunmasıdır.  

Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin mimari yapısından anlaşılan burada avcı - toplayıcılığın yanı sıra  tarım yapıldığını ve insanların ortalama olarak birbirine denk hayatlar sürdürdükleri görülebilir. Çatalhöyük’deki duvar resimlerinde bina taslaklarının bulunması, bugüne kadar bulunan tarihi eserler arasında bir ilktir. Siz de Konya'ya uçak bileti satın alarak hem Mevlana'yı hem de Neolitik Çağı içeren bir seyahat planlamaya başlayabilirsiniz.

Konya Uçak Bileti Al

 

Ağrı dağı

5137 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın ün bu özelliğinden Nuh Tufan'ından sonra Nuh'un gemisinin burada durduğuna olan efsanevi inançtır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağı'nın farklı dillerde de Ararat, Kuh-i Nuh, Gli Dağ, Cebel ül Haris başta olmak üzere farklı isimleri de vardır. 

Ağrı Dağı’na ilk tırmanışı tarihi kayıtlara göre Prof. Frederik Von Parat, 9 Ekim 1829 yılında gerçekleştirerek Marco Polo'nun hiç bir zaman çıkılamayacak tezini de çürütmüş oldu. Ağrı Dağı, bugün hala her yıl binlerce yerli ve yabancı dağcı tarafından ziyaret edilmektedir. Tırmanışlar için en uygun zaman ise Temmuz, Ağustos ve Eylül yani yaz aylarıdır. Kış tırmanışları zevkli olmakla beraber çok daha zorludur. Ağrı Dağı kış solo tırmanışı neredeyse tüm dağcıların en büyük hedeflerindendir.

Ağrı Dağı’na tırmanacak olan dağcılar tırmanış için son hazırlıklarını Doğubeyazıt'ta konaklayarak burada tamamlarlar. Sonrasında otomobil ile Eli Köyü'ne ulaşırlar ve su ile yiyecek ikmali yapılmasının ardından 7-8 saatlik bir yürüyüşle 2 bin 800 metre yükseklikteki ilk kamp yerine varılır ve burada geceleme yapılır. Doruk tırmanışı için krampon, buz kayması ve ip alınması zorunludur. 8-10 saatlik tırmanışla doruğa ulaşılır ve birinci kamp yeri olan 2 bin 800 metreye dönüş yapılır.

Ucuz Ağrı Uçak Bileti

 

İstanbul İncileri Balat-Cihangir-Kavacık

CİHANGİR: Cihangir semtinin adı, Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan oğlu Şehzade Cihangir’den geliyor. Katledilen üvey kardeşi Şehzade Mehmet’in acısına dayanamayıp üzüntüden 22 yaşında ölen Cihangir adına, 1553 yılında Boğaz’a hakim bir tepede cami inşa ediliyor. Semtin adı da bu camiden geliyor.19. yüzyıla kadar semtin sadece ahşap binalardan oluştuğu rivayeti vardır. Fakat İstanbul’un meşhur yangınları ile birlikt, ahşap bina yapımından vazgeçilerek semtin siması değişmeye başlamış.

Bugün Cihangir ; İstanbul’un ortasında ama sanki bir Avrupa kentine gitmiş hissi yaşayabileceğiniz havası ve mimarisi ile İstanbul’daki popüler mekanlardan. Cihangir’e gitmek için Taksim Meydanı’ndaki Sıraselviler Caddesi’nden aşağı yürüyerek, Galatasaray Lisesi’nin yanındaki sokaktan Çukurcuma’ya inip, oradan yukarı çıkarak ya da Tophane’den yokuş yukarı çıkarak ulaşabilirsiniz. Çukurcuma Antikacılarını ve Cihangir Merdivenleri’ni gezmeyi unutmayın.

BALAT: Zamanın dışında kalmayı başaran bir semt olsa da  artık burada da neredeyse her köşe başında birçok kafe görüyorsunuz. Bir semt düşünün, içinizi kıpır kıpır etsin, farklı atmosferi ile sizi kucaklasın, renk cümbüşü ile gönlünüzü şenlendirsin. İşte Balat bu tanımların hepsini fazlasıyla yaşayacağınız yerlerden. İstanbul’un en meşhur hikayelerinin yaşandığı, dillere destan olan görülesi evleri, Agora Meyhanesi ve daha fazlası... Balat denince durup nefeslenmek şart. 

KAVACIK: İstanbul’un karmaşasından biraz olsun uzaklaşmak, sakin ve huzurlu zaman geçirmek için Kavacık’ı kesinlikle değerlendirmelisiniz. Kavacık'ta kaldığınız süre boyunca Beykoz iskelesinden küçük tekneler ile pazarlık yaparak kiralayabilir ve Boğaz kıyısında kısa bir gezintiye çıkabileceğiniz gibi tarihi yalı ve konakları da ziyaret edebilirsiniz. Sonrasında buradan Anadoluhisarı’na giderek zamanınızı değerlendirebilirsiniz. 

Doğa gezisi yapmaktan hoşlananlardansanız Göksü deresinin kıyısında uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Balık da tutabilirsiniz. Göksu deresi ve etrafı özellikle Osmanlı dönemlerinde ikamet için oldukça tercih edilen bölgelerdendir.

İstanbul'un içinde hala bu gibi semtler varken değerini bilin e Avrupa kapıları kapalıyken özleminizi biraz olsun gidermek için bu şirin semtleri ziyaret edin deriz. Hemen İstanbul uçak bileti almak için adresimizi biliyorsunuz.

İstanbul Uçak Bileti

FETHİYE

Bodrum’un ardından Muğla'nın ikinci büyük ilçesi olan Fethiye, dünyaca ünlü muhteşem koyları, birbirinen güzel plajları, tarihi kalıntıları ve elbette dünyada yamaç paraştünün en güzel yapıldığı yer olan Babadağ ile Türkiye’nin en gözde tatil yerlerinden. 

Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Saklıkent gibi, birbirinden güzel noktaların olması dışında dalış, sörf gibi su sporları, kamping, trekking ve tabii ki yamaç paraşütü yaparak hayatınızın en unutulmaz tatillerinden birini yaşayacaksınız !

Bu arada yamaç paraşütü için pazarlık ederken ''Eğer karaya inemezseniz paraşüt atlayışı için ücret ödemeyeceeğinizi'' de belirtin deriz. Şaka yapıyoruz elbette Babadağ'dan kendinizi Öldeniz'in muhteşem görüntüsü eşliğinde hiç düşnmeden bırakın ve keyfini çıkarın.

İsmi Fethiye ile özdeşleşen bir diğer nokta ise Ölüdeniz. 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilen Ölüdeniz gerçekten hiç ayrılmak istemeyeceğiniz güzellikte bir yer. Kartpostallarda Ölüdeniz olarak gördğünüz kısmına girişi ücretli ve buranın adı Kumburnu Plajı.

Kelebekler Vadisi’ni anlatmaya başlarsak satırlar yetmez. Masmavi denizi ve yemyeşil doğasının yanı sıra 80’den fazla kelebek türü burada barınıyor. Vadiye ulaşım sadece tekneyle mümkün yani araba egsoz sesi, korna grültsü yok. Gelip huzur içinde saatlerinizi geçirebilir ya da birkaç gece konaklayabilirsiniz. 

Fethiye'ye eğer arabanızla gitmiyorsanız en yakın havalimanı yaklaşık 1 saatlik mesafedeki Dalaman Havalimanı. Dalaman uçak biletinizi satın alarak Fethiye seyahatinizi planlamaya başlayabilirsiniz.

En ucuz Dalaman Uçak Biletleri