Napoli Gezi Rehberi

 

Roma'ya iki saat mesafede olan Napoli, eğer Roma seyahatinize fazladan birkaç gün ekleyebilirseniz görülecek müthiş bir seyahat noktasıdır. Birçok İtalyan şehrine gitmiş olsanız bile, hiçbiri size Napoli'nin coşkulu, renkli ve bazen de kaotik ortamını yaşatamaz. Şehir sakinlerinin hepsi, limana açılan sokaklarda gibi görünüyor ve hepsi de sanki aynı anda konuşuyor. Dünyanın en iyi arkeoloji müzelerinden biri, yakınlardaki Pompeii'nin hazinelerini ve çok daha fazlasını barındırıyor. Yüzyıllar boyunca Napolililer, muhteşem kiliselerine dikkat ve zenginlik katarken, Avrupa'nın birkaç büyük evinin kraliyet saraylarını süsledi. Kentin MÖ sekizinci yüzyılda Yunanlılara kadar uzanan uzun tarihi, her biri kendi izini bırakan Bizans, Fransız, İspanyol ve Avusturya yönetimini içeriyordu. Napoli'yi keşfederken bulacağınız kiliselerin, sarayların ve müzelerin ötesinde, dar mahalle sokakları, geniş gezinti yolları ve parklar başlı başına birer turistik mekândır. Ayrıca Roma Gezi Rehberi ve Pisa Gezi Rehberi sayfalarımızı da inceleyerek daha iyi bir seyahat planlayabilirsiniz. Roma'ya uçak bileti almak için ise Roma Uçak Bileti sayfamızı inceleyebilirsiniz.

 

Sahil boyunca, Akdeniz'e ve dünyaya açılan tarihi kapıda, bu canlı şehri hissedebilirsiniz. Napoli limanı, bir dizi iskele ile dalgakıran tarafından ayrı rıhtımlara ve havzalara bölünmüştür. Lungomare, Chiaia semtindeki Via Partenope ve Via Francesco Caracciolo boyunca yaklaşık 2,4 kilometre boyunca kıyıyı takip eden, körfezin üzerinden Vezüv'e uzanan güzel manzaralar ile çok sayıda kafe ve dondurma dükkânı bulunan bir sahil gezinti yeridir. Burada dolaşın, manzaranın ve canlı atmosferin tadını çıkarın.

 

Cappella Sansevero, 1590 yılında Sansevero ailesinin özel şapeli olarak inşa edilmiş ve daha sonra mezar şapeli olmuştur. 18. yüzyılda, Sansevero Prensi tuhaf mistik Raimondo di Sangro tarafından Barok tarzında özenle süslenmiştir. Görevlendirdiği heykellerden en göze çarpan sanatsal özellikler, Sammartino'nun (1753) eterik Veiled Christ'inde ve yarı saydam bir mermer doku gibi görünen figürleri gösteren diğer iki heykeldedir. Yine tek bir mermer bloktan oyulmuş olan bir diğerinde, kısmen bir ağa sarılmış, yer yer serbest düşen ve o kadar karmaşık bir şekilde oyulmuş bir erkek figürü görülüyor ve gerçekten taştan yapılmış olması imkânsız görünüyor. Şapelin en sıra dışı sergileri, tel, ipek ve balmumu kullanılarak gerçek iskeletler üzerine inşa edilmiş insan dolaşım sistemi ve kaslarını gösteren Anatomik Makineler çiftidir. Prens'in şapele dâhil ettiği tüm Masonik sembollere eklenen garip koleksiyonu, kendisi ve bitişiğindeki sarayında yaptığı bilimsel deneyler hakkında karanlık söylentilere yol açtı.

 

San Gennaro'nun ikinci yüzyıldan kalma Yeraltı Mezarları, Roma yer altı mezarları gibi, bir geçitler ve mezar odaları labirentidir, ancak mimari olarak daha iddialıdır ve Roma'daki emsallerinden daha güzel tablolara sahiptir. Bunların iki katı vardır ve üst katakomb'un kubbesinde ikinci yüzyılın sonlarına ait freskler vardır. Burada da küçük Piskoposlar Mahzeni, taşa oyulmuş üç nefli ve dördüncü ila altıncı yüzyıllardan fresklerle süslenmiş büyük yeraltı bazilikası var. Bazilika, beşinci yüzyılda yer altı mezarlarının yakınında inşa edilmiştir ve çeşitli değişikliklere uğramasına rağmen, erken Hıristiyan mimarisinin nadir bir örneğidir. Aragon döneminde 14. ve 15. yüzyıllarda yapılan büyük onarımlardan sonra bile, üç nefli ve yarım daire apsisli temel yapısı korunmuştur.

 

Başlangıçta Kral Charles III. için bir av köşkü olarak tasarlanan Palazzo Reale di Capodimonte, kraliyet ikametgâhı ve kralın miras aldığı Farnese koleksiyonunu barındırdığı bir yer haline geldi. Koleksiyon, Titian tarafından iktidardaki ailelerin üyelerinin portrelerini içeriyor ve İtalya'nın en iyi sanat koleksiyonlarından biri olan ve şu anda burada bulunan Ulusal Galeri'nin (Galleria Nazionale) temelini oluşturdu. 500'den fazla resmi, Titianlara ek olarak, 17. ve 18. yüzyılların Mantegna, Caravaggio, Raphael, Botticelli, El Greco, Bellini ve Napoliten sanatçılarının eserlerini içerir. Kraliyet dairelerinde, Bourbon ve Savoy hanedanları döneminde sarayda kullanılan mobilyalar, duvar halıları ve porselenleri bulacaksınız. Küçük oda, Salottino di Porcellana, tamamen porselen ile kaplanmıştır.

 

Napoli'de yapılacak en sıra dışı şeylerden biri kesinlikle Galleria Borbonica olarak bilinen bitmemiş yeraltı geçidini keşfetmektir. Bourbon Tüneli, 19. yüzyılda, Kral II. Ferdinand'ın, Kraliyet sarayından şu anda Via Morelli'deki askeri kışlaların güvenliğine kaçmasının bir yolu olarak, talimatlarıyla başladı ve hiçbir zaman bitmedi, ancak oyulmuş tüneller daha sonra II. Dünya Savaşı sırasında bir hava saldırısı sığınağı ve acil durum hastanesi olarak kullanıldı.

 

13.yüzyılın sonlarına tarihlenen katedral, özellikle 1456'dan sonra depremler ve yenileme nedeniyle önemli ölçüde değişikliğe uğramış, ancak cephenin ortasındaki 1407 kapısı ayakta kalmıştır. Güney koridorda, Napoli'nin koruyucu azizi olan San Gennaro'nun 17. yüzyıldan kalma görkemli şapeli var. Ana sunağında, Diocletianus zamanında 305 yılında şehit olan azizin kafatası gümüş bir büstte yer almaktadır. Yüksek sunağın altındaki zengin bir şekilde dekore edilmiş Confessio'da (1497-1506) azizin mezarını görebilir ve yeraltı arkeolojik alanında, mükemmel tavan freskleriyle Napoli'nin en eski kilisesi olan 4. yüzyıldan kalma Basilica Santa Restituta'yı görebilirsiniz. 

 

Avrupa'nın en büyük tiyatrolarından biri ve İtalya'nın önde gelen opera evlerinden biri olan Real Teatro di San Carlo, Kraliyet Sarayı'nın bitişiğindeki Bourbon Kralı Charles tarafından yaptırılmıştır. 1737'de tamamlandı ve Avrupa'nın en eski sürekli aktif opera binası olmakla birlikte, her yerde opera binaları için model oldu. Altı seviyeli, süslü bir şekilde dekore edilmiş kutular, iç mekânı çevreliyor ve daha da cömertçe süslü kraliyet kutusuyla vurgulanıyor. Operalara ek olarak, performanslar arasında konserler ve bale bulunmaktadır. Olağanüstü akustiğinin yanı sıra San Carlo, İtalya'daki en gürültülü ve en kötü davranan izleyicileri çekme ününe sahiptir.

 

Piazza del Municipio'nun güney tarafında, Maschio Angioino olarak da bilinen beş kuleli Castel Nuovo, Napoli krallarının ve valilerinin ikametgâhıydı. Tarihi, her biri zamana uyacak şekilde eklenen ve yenilenen çeşitli yöneticileri yansıtır. Aslen 1279-82'de Anjou'lu I. Charles tarafından inşa edilmiş ve şehre muzaffer girişini kutlamak için 1453 ve 1467 yılları arasında kuleler arasına büyük Erken Rönesans Zafer Takı eklenmiş olan Aragon'lu Alfonso I tarafından genişletilmiştir. Bir kısmı etkinlikler ve sergiler için kullanılır, ancak Cephanelik Salonu, güney avlusu, Charles V Salonu ve Sala della Loggia genellikle açıktır. Avluda Santa Barbara'nın (veya Cappella Palatina) Gotik kilisesi bulunur.

 

Museo Archeologico Nazionale, çoğu Pompeii'nin ilk kazılarından buraya getirilen dünyanın en iyi antika koleksiyonlarından birine sahiptir. Aslında, şehrin sanatsal özelliklerinin çoğu, sitenin kendisinden daha fazla burada. Ayrıca Napoli krallarının sanat hazineleri, Roma ve Parma'dan Farnese koleksiyonları, Portici ve Capodimonte saraylarından koleksiyonlar ile Herculaneum ve Cumae'den malzeme bulunmaktadır.

 

Seyahat severler en iyi Napoli uçak biletleri için ucuzucuyorum.com kampanyalarını takip ederek en ekonomik fiyatlarla Napoli'ye uçabilirler.