Potemkin Merdivenleri

Yapımı 1841 yılında tamamlanan yapı, 192 basamaktan oluşmakta ve dünyanın en ünlü 10 merdiveni sıralamasında yer almaktadır. En üst basamağının 12,5 metre olmasından dolayı Dev Merdivenler olarak da bilinir. Şehrin simgesi merdivenlerden Odessa Limanı manzarasına da erişmek mümkün. 

Primorsky Bulvarı

Ihlamur ve çınar ağaçlarının size eşlik ettiği bulvarda yürürken Odessa tarihine tanık olacaksınız. Eski Borsa Binası ve 2. Catherine Anıtı’nı da görmeniz mümkün. 

Odessa Opera Binası

Ukrayna’nın en eski yapısı olan Opera Binası, geçmişten günümüze müzik, bale ve operaya verilen önemi gözler önüne seriyor. Fransız rokoko mimarisi tarzında yapılmış izleyici salonu ve muhteşem ses akustiği sizleri büyüleyecek. 

Odessa Katakompları (Yer Altı Müzesi)

19. ve 20. Yüzyılda şehrin kireç taşı ihtiyacını karşılamak için yapılan kazılar sonucunda devasa yapılar keşfedilmiştir. 60 metre derinliğinde ve 2.500 kilometre uzunluğundaki yer altı müzesi asker barınakları, maden müzesi, mason salonu ve yer altı kilisesi gibi birçok tarihi oluşumu ziyaretçilerine sunuyor. 

Flat House

19. yüzyıl sonralarında yapılmış ve Cadı Ev olarak da anılıyor. İncecik bir duvar örülmüş tek bir bina ön cephesi karşılayacak sizleri. Dönemin maddi imkânsızlıklarından yapının bu şekilde ortaya çıkmış olduğu söyleniyor. Fakat biraz daha dikkatli bakarsanız binanın hiç de yaşanılamayacak olduğunu anlayabilirsiniz. 

Arcadia Plajı

Kent merkezine olan yakınlığı, masmavi suları ve tertemiz sahiliyle Arcadia Plajı şehrin incisi niteliğinde. Sıcak yaz aylarında gündüz plajın tadını çıkarırken akşamları da enfes yemeklerin tadına bakabileceğiniz işletmeler mümkün. 

Tolstoy Konağı

1830 yılında yapılan ve ilerleyen yıllarda Rus yazar Lev Tolstoy’un almış olduğu konak, yazarın eşyalarının sergilendiği bir müze olarak varlığını sürdürüyor

Puşkin Müzesi

1799 doğumlu Alexandır Puşkin, edebiyat dünyasında gerçeklik akımının öncüsüdür. Rus edebiyatına vermiş olduğu eserler dönemin yönetimince zararlı bulunup ülkeden sürgün edilmiştir. Ayrıca karısına çok bağlı olduğu bilinen şair, şiirlerinde de bu bağlılığı sık sık dile getirmiştir. Ne var ki ölümü de karısına sarkıntılık ettiğini öğrendiği adamla düellosu sonucunda son bulmuştur. Sürgün sonrasında yaşadığı şehir olan Odessa’da 1823 yılında kurulan bu müzede Puşkin’e ait kişisel eşyalar, mektuplar ve okuduğu kitaplar sergilenmektedir.