Valensiya Gezi Rehberi

 

Valensiya, İspanya'nın en büyük üçüncü şehri ve gelenlere çok şey vaad ediyor. Eğer Valensiya uçak biletinizi biraz daha uzun süreli alırsanız şehirde gezilecek birçok yeri keşfedebilirsiniz. Şehrin güney güneşinin ılık ışınları altında, kasabanın palmiye saçaklı meydanları hayat dolu ve kiliseleri parlak renkli azulejo kubbeleriyle ışıldıyor.

Valensiya krallığının eski başkenti olan şehir, kültürel miras açısından zengindir. 15. yüzyıl İpek Borsası, 18. yüzyıl Markiz Sarayı ve Güzel Sanatlar Müzesi gibi muhteşem tarihi anıtlar, zengin bir tüccar ve aristokrat geçmişinin hikayesini anlatır. Size kalan ise Valensiya'ya uçak biletinizi alarak seyahat planlarınıza başlamak. 

 

Turistler, Valensiya'nın eteklerindeki bu fütüristik komplekste son teknoloji bir sanat ve bilim dünyasını deneyimleyebilirler. La Ciutat de les Arts i les Ciències de València (Sanat ve Bilim Şehri), kültürel ve bilimsel sergilere adanmış Avrupa'nın en etkileyici merkezlerinden biridir.

Turia Nehri boyunca iki kilometrelik bir alanda bulunan kompleks, Santiago Calatrava ve Félix Candela mimarları tarafından tasarlanan birkaç çarpıcı avangart mimari örneği içeriyor. 

 

Şehrin Fiesta de San José (Aziz Joseph Bayramı Günü), canlı bir dini festival ve ünlü bir yerel gelenek sırasında neşeli bir kutlamaya sahne olduğu festival Valensiya uçak biletinizi Mart'ta almak için iyi bir sebeptir. Festival, geleneksel müzik ve yemek (paella), geçit töreni, havai fişekler ve eşsiz sanat sergileri içerir.

Festival, fallas adı verilen yaratıcı enstalasyonları , kartonpiyerden yapılmış figürlerin yer aldığı büyük şamandıralarla tanınır . Bu kreasyonlar sokaklarda kurulur ve ardından fiesta'nın son günü gece yarısı yakılır. Gelenek, Orta Çağ'da, marangozlar ve diğer zanaatkarların, Saint Joseph bayramında kalan odun artıkları ve diğer malzemeleri yakmasıyla ortaya çıktı.

 

Burası sadece Valensiya'ya geldiğinizde gezecek bir yer olmasının dışında özel olarak Valensiya'ya uçak bileti alınıp gelinebileek bir nokta. Sanat ve Bilim Şehri'nin bir parçası olarak mimar Félix Candela tarafından tasarlanan çarpıcı bina, Avrupa'nın en büyük akvaryumuna ev sahipliği yapıyor. Aslında, her biri dünyanın en önemli deniz ekosistemlerinden ve ortamlarından birine adanmış birkaç binadan oluşan bir kompleks: Sulak Alanlar, Ilıman ve Tropikal, Okyanuslar, Akdeniz, Antarktika, Kuzey Kutbu ve Adalar ve Kızıl Deniz.

500'den fazla farklı deniz canlısı, 45.000 deniz canlısıyla temsil ediliyor ve dokuz kulede görülebilen, ziyaretçilerin su altındaymış gibi görünmesini sağlıyor. Bunlardan en dramatik olanı, ziyaretçilerin yüzen köpekbalıkları tarafından her iki tarafta ve tepede yürüdükleri tüneldir. Diğer yerler beluga balinaları, deniz aslanları, morslar, penguenler, foklar, deniz kaplumbağaları ve yunuslardır.

 

Bu muhteşem Gotik yapı, 15. yüzyılda , ünlü Valensiya ipeğinin tüccarlarla ticaretinin yapıldığı (tüm Avrupa'da satılacak) şehrin İpek Borsası'na ev sahipliği yapmak için inşa edildi . Anıt, UNESCO Dünya Mirası listesindedir.

Gotik sivil mimarinin Avrupa'daki en güzel örneklerinden biri olan La Lonja de Seda, mazgallı dış cephesi ve müthiş kulesiyle bir ortaçağ kalesini andırıyor. Cephede zengin bir şekilde dekore edilmiş kapılar, dekoratif pencereler ve çörtenler (su hortumu olarak işlev gören grotesk oyma yaratıklar) bulunmaktadır. Ana salonda, bükülmüş sütunlar üzerine taşınan zengin yıldız tonozları vardır.

Lonja'nın karşısında, Mercado Central (Merkez Pazar) 1928'de inşa edilmiş geniş bir pazar yeridir. Art Nouveau binası, bölgeye özgü dekoratif seramikler olan azulejolarla cömertçe süslenmiştir. Salonda, satıcıların Valencia bölgesinden ve ayrıca İspanya'nın diğer bölgelerinden taze meyve, sebze ve gıda ürünleri sattığı yüzlerce pazar tezgahı bulunmaktadır.

 

Bari Aziz Nikolaos ve Şehit Aziz Petrus'a ithaf edilen bu kilise, 13.yüzyılda bir Roma kutsal alanı üzerine kurulmuştur. Romanesk kilise 15. yüzyılda Gotik tarzda yenilenmiş ve iç kısmı 1690'larda Barok tarzında tamamlanmıştır.

Dış cephesi oldukça basit ve kasvetli olsa da, kilisenin tüm Valensiya kiliselerinin en süslü olanlarından biri olan görkemli bir iç mekanı var. Kutsal alan, duvarları ve tavanları kaplayan nefes kesici fresklere sahiptir. Freskler Antonio Palomino tarafından tasarlanırken, asıl resim Dionis Vidal tarafından tamamlandı. Freskler, Aziz Nikola ve Aziz Peter Şehit'in hayatlarından sahneleri temsil ediyor.

 

Catedral de València (Catedral del Santo Cáliz), mimari tarzların karışıklığı nedeniyle İspanya'daki en sıra dışı katedrallerden biri olarak öne çıkıyor. Başlangıçta bu yer eski bir Roma tapınağının ve ardından bir Mağribi camisinin yeriydi. Tarihe batmış bu noktada katedral 13. yüzyıldan itibaren inşa edilmiştir. 15. ve 17. yüzyılda tadilatlar yapıldı.

Dış kısım, orijinal Romanesk mimari unsurları Orta Çağ'da sonradan eklenen heykelsi detaylarla birleştirir. Gotik ihtişamıyla göz kamaştıran iç mekan, Rönesans resimleri ve zarif Barok sanatıyla süslenmiş kasvetli, yüksek tonozlu bir mekandır.

 

Katedral'e bakan Plaza de la Virgen, Valensiya'nın birçok plazasının en eski ve en güzelleri arasındadır (Roma dönemine aittir). Plaza de la Virgen'in merkezindeki zarif Neptün çeşmesi, Valensiya heykeltıraş Silvestre Edeta'nın eseridir. Geceleri aydınlatılan burası, yerliler arasında en sevilen buluşma yeridir.

Göz kamaştırıcı mavi kiremitli kubbesiyle bu güzel kilise, Valensiya'nın karakteristik Akdeniz tarzını örneklemektedir. 1725 yılında inşa edilen Saint Thomas ve Saint Philip Kilisesi, 1982 yılında Ulusal Tarihi Anıt olarak listelenmiştir .

Kilise, süslü bir şekilde dekore edilmiş bir Barok cepheye sahiptir ve mimari düzen, Roma'daki çok taklit edilen Il Gesú kilisesinin ardından modellenmiştir . Nefes kesen iç mekan, çok sayıda yan şapel ile kaplı geniş bir orta nefe sahiptir.

 

Valensiya hayvanat bahçesi, Turia Nehri rotasının yön değiştirmesiyle oluşturulan parkın 25 dönümlük kuzeyini kapsıyor. Manzara, hayvanları doğal yaşam alanlarına olabildiğince yakın bir yerde barındırmak için yaratıldı ve hayvanat bahçesi özellikle geniş Afrika hayvanları koleksiyonuyla tanınıyor.

Çevre, ziyaretçilerin savana, Madagaskar ve Ekvator Afrika'ya özgü manzaralarda hayvanları neredeyse engelsiz olarak gördüklerinde kendilerini hemen Afrika'ya taşınmış gibi hissetmeleri için tasarlandı.

 

Katedralin karşısındaki şık ve modern bir binanın altında, La Almoina Arkeoloji Müzesi, ziyaretçilere Valensiya'nın mirasına katkıda bulunan medeniyetlere bir bakış sunuyor. 1985 ve 2005 yılları arasındaki kazılar sırasında keşfedilenler, burada 2.000 yıldan daha uzun bir süre önce Romalılar tarafından ilk yerleşimin iyi korunmuş kalıntılarıdır.

Forum portikosunun bir bölümü olan bir kutsal alan da dahil olmak üzere Roma hamamları ve caddelerinin kalıntıları (2. yüzyıldan kalma) vardır. Bir vaftizhane ve bir kilisenin apsisi, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinden kalmadır. Mağribi yönetimi dönemi, eski Müslüman kentinin Alcázar'ından bir avlu, havuz ve tahkimat kalıntılarında ortaya çıkıyor.

 

Església de Sant Martí'nin (San Martin Kilisesi) yakınında, önde gelen soylu bir aileye ait olan 18. yüzyıldan kalma bir aristokrat sarayı olan Palacio del Marqués de Dos Aguas bulunmaktadır. Saray, gösterişli bir şekilde dekore edilmiş cephesi ve zarif, süslü bir şekilde dekore edilmiş iç mekanı ile ünlüdür.

Saray şu anda 1947'de açılan González Martí Ulusal Seramik Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor. Müze, Valensiya ve çevresinden 5.000'den fazla geleneksel çanak çömlek, Teruel'den azulejos (mavi sırlı seramik) ve Toledo ve Seville.

 

Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Valensiya bölgesinin sanatsal mirasını keşfetmek için harika bir yerdir. Müze, orta çağdan 20. yüzyıla kadar arkeolojik bulgular, resimler ve heykeller sergiliyor. Sanat koleksiyonunun çoğu, Valensiya sanatçıları tarafından yaratılan ortaçağ dini tablolarını veya Valensiya kiliseleri için yaratılan eserleri temsil ediyor.

Müzenin en değerli eserleri arasında 14. yüzyıldan kalma Fray Bonifacio Ferrer'in (Valensiya rahibi) sunak parçası ve Hieronymus Bosch'un Tutkusu'nun bir üçlüsü var . 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İspanyol resimlerinin çeşitleri de ilgi çekicidir.

 

Şaşırtıcı bir Uzay Çağı binasında yer alan Valencia Modern Sanat Enstitüsü, 20. yüzyılın avangart sanatına adanmıştır. Kalıcı koleksiyon, Analitik Soyutlama, Pop Art ve Yeni Figüratif dahil olmak üzere modern ve avangart sanatın tüm hareketlerini kapsar.

Müze ayrıca geçici sergilere, konferanslara ve atölyelere ev sahipliği yapıyor. Modern binanın çarpıcı bir zıtlığı içinde, müzenin bir yeraltı odası, Valensiya'nın ortaçağ şehir duvarının kalıntılarını ortaya çıkarmaktadır. Müzenin inşası sırasında arkeolojik kalıntılar ortaya çıkarıldı.

 

Bu etkileyici dönüm noktası, Valensiya'nın bir sembolüdür. Torres de Serranos, Eski Kent'in eski bir kapısını temsil ediyor ve şehrin savunma duvarlarıyla çevrili olduğu bir dönemi hatırlatıyor. Kasaba surları 14. yüzyılda Roma temellerinin üzerine inşa edilmiştir.

1930'da Serranos Kuleleri eski ihtişamına kavuşturuldu. Bu devasa kulelerden, ziyaretçiler şehrin panoramik manzaralarını görebilirler. Giriş kapısının kemeri dekoratif Gotik detaylara ve şehrin iki kalkanına sahiptir.

 

Valensiya'ya 68 kilometre uzaklıkta bulunan büyüleyici ortaçağ kasabası Requena, eski Mağribi kalesi , birçok dar yaya caddesi, huzurlu meydanları ve dekoratif çiniler ve ferforje balkonlarla süslenmiş evleri ile tipik bir Hispanik-Arap ambiyansını gözler önüne seriyor .

Kasabada 14.yüzyıldan kalma iki önemli kilise vardır: Iglesia de Santa María ve Iglesia del Salvador ; her ikisi de süslü Isabelline Gotik cephelere sahiptir. Diğer önemli ortaçağ anıtları arasında El Cid Sarayı ve Iglesia de San Nicolás bulunmaktadır.

.

Henüz Valensiya uçak biletinizi almadıysanız en iyi Valensiya uçak bileti seçeneklerine ucuzucuyorum.com web sitesi ve mobil uygulaması ile ulaşabilir rezervasyonunuzu yaparak Valensiya'ya uçabilirsiniz.